Yazılar

Almanya yangınlarla nasıl mücadele ediyor?

 

Öncelikle Türkiye’nin farklı bölgelerinde, doğup büyüdüğüm Akdeniz bölgesinde hemen hemen aynı zamanlarda başlayan yangınlarda malını mülkünü kaybedenlere büyük geçmiş olsun derken hayatını kaybedenlere de tanrıdan rahmet, yakınlarına, sevenlerine başsağlığı dilerim. Hepsinin devr-i daim olsun.
Yine yangınları söndürmede canını dişine katarak mücadele eden , zamanla yarışan itfaiyecilerimize ve diğer personele de güç ve kuvvet diliyorum.
Maalesef ormanlarımızı koruyamıyoruz. Ormanlık alanlara girenlerin kontrol edilmesi , ateş yakılması, havai fişek gibi yanıcı maddelerin tutuşturulması mutlaka yasaklanmalıdır.
Orman Bakanı Pakdemirli ‘’Envanterimizde yangın söndürme uçağı yok‘’ dedi bu inanılmayacak bir şey. Ama Sosyal Medyada gördük ki sayın Bakanın seyahatlerinde sürekli kullandığı , Orman Bakanlığına ait bir Cessna Citation VI tipi özel jeti var hamdolsun!


AKPden önce 6 adet yangın söndürme uçağı, 3 adette makam uçağı bulunuyormuş. Şu an ise; 1 adet yangın söndürme uçağı, 16 adet makam uçağı varmış… Çok yazık bu nasıl bir adalet, ne büyük bir israf?
Resmen Türkiye yanıyor o güzelim ağaçlar içindeki tüm canlılar, ekolojik denge bozuluyor,  mahvoluyor ve siyasi yöneticiler aciz, çaresiz ve yetersizler.
Türkiye’ de neden yangın söndürme uçağı yok, neden THK ile takışılıyor?
Yoksa o uçaklarda mı satıldı ne oldu?
Tüm bu yangınlarda sabotaj, kundaklama varsa bu daha da vahim bir olay. Umarız öyle bir şey yoktur. Varsa da suçlular kim olursa olsun en sert şekilde cezalarını almalılar.
Ortada büyük bir beceriksizlik olduğu ortada. Turistik tesisler de bu ateş toplarından etkilenirse bu sezon yurtdışından Turisti unutalım.
AKP hükümeti artık Kanal İstanbul’a, kullanılmayan yollara, madenlere , yakın tarikatlar, vakıflara değil orman yangınlarıyla mücadeleye büyük bütçeler ayırmalı, ekipman almalı, halkı eğitmeli, dört dörtlük personel yetiştirmeli olarak dolgun maaşlar vermeli.

Almanya’da durum nasıl?

Türkiye’ deki son seri ve büyük Orman yangınlarıyla ilgili haberleri duyduk ve izledikten sonra yaşadığım ülke olan Almanya’ nın bu sorunu nasıl çözdüğünü, yangınla mücadeleyi nasıl ve hangi araçlarla sürdürdüğünü hem siz okuyucular hem kendim için araştırdım.
Bu konuda çıkan önemli yayınları, haber sitelerini, kurumların Internet sayfalarını, uzman kişilerin makalelerini, projelerini ve önerilerini okudum.
Şurası bir gerçek ki yeryüzünde artık iklimler değişiyor,  bir küresel ısınma var.
Önümüzdeki yıllarda çevrecilik, doğanın korunması  gibi bu konular hayatımızın en önemli bir parçası, politikalarında merkezinde olacak.
Almanya’ da orman yangınlarıyla mücadele, Alman Yangın söndürme uçakları  Kurtarma Filosu olarak Türkçeye çevirebileceğimiz  DLFR adlı bir özel sektöre verilmiş durumda . DLFR özel hukuka tabi bir şirkettir ve yangın söndürme uçaklarını havadan orman yangınlarıyla mücadeleye hazır tutmaktadır.
DLFR Hukuki açıdan yasalarla belirlenmiş biçimde kar amacı gütmeyen bir Limited şirkettir,   İtfaiye ve itfaiye daireleri ile birlikte tatbikatlar düzenleyip, modern  eğitim seminerleri verip, etkinlikler planlamaktadır.
İklim değişikliğine ilişkin tahminler, her ülkede artarak mevsimlerin giderek daha da kurak hale geleceğini, geçeceğini varsayıyor, gösteriyor.
Bu şu demektir: ilkbahar ve yaz aylarında artık daha az yağmur yağacak. Son yıllarda yaşanan orman yangınları ve Almanya’daki son büyük sel felaketi de zaten bunun sonuçlarını bize açıkça göstermektedir .
Yani önümüzdeki dönemde doğanın kıymetini bilmez, çevre bilincini artırmazsak yeni yasalar çıkarılıp, halk eğitilmezse tüm coğrafyalardaki yaşam alanları  kuraklıkla sel arasında gidip gelecek, gelgitler yaşayacaklar


Ama tüm bunlar sadece başlangıç. Her şeyin başındayız daha.
İtfaiye teşkilatları bu büyüklükteki orman  yangınlarına nasıl daha iyi hazırlanabilir?
Almanya da bu çok tartışılan bir  konu yani  yangın söndürme uçakları. Uzmanlar bu konuda farklı düşünüyorlar. Bazıları PZL M-18 Dromader gibi küçük uçakların bile 2.200 litre su tutabildiğini ve uçuş saatinin finansal olarak nispeten daha ucuz olduğunu söylerken Jan Südmersen gibileri ise büyük orman yangınlarında  havadan müdahalenin önemine değinmekle birlikte  “Bu mücadelede bir drone, bir uçak veya bir helikopter yeterli olabilir.” Diyor.
Polis ve askeri helikopterler çok pahalı
Almanya’ da yangın Helikopterlerini her uçuş saati için kullanmanın maliyeti 4.000 ile 23.000 Euro arasındaymış. Bu ücretler uçuş saati başına ve modele veya boyuta bağlı olarak isteniyormuş.
Almanya‘ da orman yangınlarında “En ucuz” varyant, federal ve eyalet polisinin Airbus Eurocopter EC 135 hafif nakliye helikopterleriymiş.
Ancak, bu hava araçları sadece maksimum 500 litre su içeren harici tanklara, su depolarına sahiplermiş.
2.000 litrelik su depolu olanları ise polis tarafından orta ağırlıktaki Aérospatiale AS 332 “Süper Puma” larla taşınabiliyor ve  kullanımları çok daha pahalıymış.
AB Projesi uçak Filosu
AB yangın söndürme uçakları  filosunu Brandenburg eyaletindeki Sedlitzer Gölünün de bulunduğu  , göle de inip su depolayabilecek uçaklardan oluşturarak Welzow da kurmak istiyor. Bir AB Projesi olan bu adımla AB  uçakların satın alınmasının yanı sıra  bakım için masrafların yüzde 90nını üstleneceğini söylüyor ve  AB yetkilileri en uygun yer olarak da bu bölgeyi görüyorlar. Toplam Filonun 30 uçaktan oluşacağı ve 40 bölgeye hizmet götürüleceği planlanıyor, düşünülüyor.
DLFR genel müdürü, “Yangınla mücadele uçağı filosu konseptimiz hazır – tam finansman da dahil” diyerek Almanya‘ nın kararlılığını dile getirmiş bulunuyor.
Yeşiller Partisinden siyasetçi Mihaliç Almanya’nın bir an evvel yangınla mücadele için uçak Filosunu kurmasını talep etmiş  ve bu eksikliğin, federal polis ve ordudan gelen helikopterlerle telafi edilemeyeceğini parlamentoda dile getirmiştir..” Polis “sonuçta itfaiye değil” demiştir.
Almanya‘ da Yangınla mücadele uzmanları uzun zamandır yangınla mücadele uçakları için çağrıda bulunurken Federal Hükümetin federal eyaletlerle birlikte hazırladığı “Sivil Savunmada -Korumada Risk Analizi 2018 Raporu”nda, özellikle kuraklıkların sonuçlarıyla ilgili bölümde, birçok önlemin yanı sıra “yangın söndürme uçaklarının alımının da” hayati önem taşıdığını arz etmişlerdir.
Ormanlar her yerde yanıyor
2017 de  Şili‘ deki büyük Orman yangınlarında İdev itfaiye uçakları da Şili semalarında buluşmuştu.  Hatırlarsak Şili‘ nin orta bölgelerinde ve güneyinde aylarca büyük alanlar yanmıştı.
Alevler yaklaşık 600.000 hektarı harap etmişti . On bir kişi ölmüş ve 4000’den fazla kişi evsiz kalmıştı.
Şili‘ ye  tarihinin en kötü yangınlarını kontrol altına almak için dünyanın her yerinden yardım gelmişti, Şu anda Türkiye‘ ye yardım gelmeyişini de anlamış değiliz.
Brezilya’dan iki Herkül C-130 Rusya’dan gelen bu Ilyushin Il-76 – uçuş başına 42.000 litre su atabilen  yine ABD’den dev Boeing 747 “Supertanker”. Jumbo,72.000 litrelik su deposu ile dünyanın en büyük yangın söndürme uçağı da bu yardıma koşmuştu. Yine  dünyanın en büyük helikopteri – Sikorsky S-64 Skycrane 10.000 litrelik deposunu 45 saniyede doldurarak bu sefere katılmıştı. Avustralya, ABD, Brezilya ve Yeni Zelanda da farklı olmamıştır.
Yıkıcı orman yangınların nedeni, kalıcı kuraklık , yıldırım düşmesi, dikkatsizlik ve kundakçılıktır.
2019 yılı içinde, Online platformu Global Forest Watch Fires (GWF Fires) dünya çapında bir kilometrekareden büyük 4,5 milyondan fazla yangın kayda geçmiş. Bu, 2018’dekinden 400.000 daha fazla yangın demektir.
Uluslararası çevre örgütü WWF’nin orman programı yöneticisi Dr. Susanne Winter, “Yangın sayısı ve boyutu yıldan yıla değişmekte dalgalanmaktadır  ancak en büyük eğilim ise yangın riskinin küresel olarak artmasıdır” diyor.
Yangınların bir çok nedenler var, ancak uzmanlar, artan yangın riski ile iklim değişikliği nedeniyle ısınan okyanuslarda yükselen sıcaklıklar arasında bir bağlantı görüyorlar.
Avrupa’da kaç ülkede yangın söndürme uçağı var?*
Türkiye’de arka arkaya gelen orman yangınlarının ardından Tarım ve Orman Bakanlığı ile Türk Hava Kurumu arasında ‘uçak’ polemiği yaşanıyor. Geçen yıllara kadar bakanlık THK’dan uçak kiralarken bu yıl tüm söndürme operasyonunu helikopterlere yüklemesi de ayrı bir tartışma konusu.


Türkiye gibi Akdeniz’e kıyısı olan ve sıcak havaların da etkisiyle sık sık orman yangınlarıyla karşı karşıya kalan diğer ülkelerde durum nasıl?  Euronews, bölge ülkelerinin yangın söndürme uçak filosunu araştırmıştı isterseniz o rakamlara bir göz atalım;
Yunanistan
Komşu Yunanistan bölgenin en geniş yangın söndürme uçak filolarından birine sahip. Her ne kadar filonun yaşlı olması zaman zaman eleştiri konusu olsa da 13 Canadair CL-215 ile 7 Canadair CL-415’den oluşan 20 uçaklık bir filo faal olarak kullanılıyor. Canadair filosunda 22 uçak vardı ancak 2 CL-415 kaza yaptı.
Canadair CL-415 12 saniye içinde 6 tona kadar su alma kapasitesine sahip. 1.400 km uçuş menzili bulunan uçakların su alabilmek için 1.5 km’lik bir su pistine ihtiyaçları var.
Yunanistan’ın elinde ayrıca 18 adet Polonya yapımı Pezetel tipi yangın söndürme uçağı bulunuyor. Ancak 1983’ten bu yana kullanılan küçük uçaklar özellikle yeni model Canadair CL-415’lerin gelmesinin ardından genellikle devriye/kontrol görevleri için uçuyor.
Fransa
Fransa Sivil Savunma bünyesinde yer alan yangın söndürme uçaklarının sayısı 26. Bunlardan 11’i CL-415, 10’u S-2 Tracker, 3’ü Beechcraft King Air ve 2’si de Dash 8 Q300.
Fransa’nın hedefi, S-2’leri Dash 8 Q300 modelleri ile değiştirmek. Fransa Dash 8 Q300 filosunu toplam 6 uçağa çıkarmayı hedefliyor. Bu uçaklar 10 ton su taşıyabiliyor.
Beechcraft King Air model uçaklar ise daha çok devriye görevleri için kullanılıyor.
İspanya
Akdeniz ikliminin de etkisiyle sık sık orman yangınlarıyla mücadele eden İspanya’nın elinde 17 uçaktan oluşan bir Canadair filosu bulunuyor (14 CL-215 ve 3 CL-415).
İspanya’da yangın söndürme uçakları hava kuvvetlerinin bünyesinde görev yapıyor.
İtalya
İtalya’nın yangın söndürme filosunda 16 CL-415 ile 3 CL-215’ten oluşan 19 uçaklık bir Canadair ağırlığı dikkat çekiyor.
Her ne kadar yıllardır Avrupa’ da ‘’ dışarda’’ yaşasakta içimiz yanıyor ülke yanmasın, kimsenin canı yanmasın, insanların gelecekleri yanmasın …