Edebiyat

Avrupa Türkiyeli Yazarlar Grubu (ATYG) 2022 ÖDÜLLERİ törenle sahiplerine verildi

BASIN BİLDİRİSİ

15 Kasım 2022

Bremen-Bochum

Avrupa Türkiyeli Yazarlar Grubu (ATYG) 2022 ÖDÜLLERİ

ATYG 1986 yılında Fakir Baykurt tarafından kurulmuş olan Kuzey Ren Vestfalya Türkiyeli Yazarlar Çalışma Grubu’nun ve Duisburg Fakir Baykurt Edebiyat Kahvesinin devamıdır. Fakir Baykurt’un vefatından sonra Edebiyat Kahvesinin ve ATYG’nin başkanlığını Mevlüt Asar yürütmüştür. Kurucu Onursal Başkanı Fakir Baykurt’tur.

ATYG Almanya, Hollanda, Belçika, İsviçre, Fransa’da yaşayan Türkiyeli yazar, şair, sanatçıların oluşturduğu bir edebiyat çalışma grubudur. ATYG her yıl ilkbahar ve sonbaharda üç gün süreli toplanarak üyelerinin yeni yayınladıkları kitapları, yeni yayınlayacakları kitap projelerini değerlendirir, üyelerini yeni kitaplar yazmaya teşvik eder.

Her ATYG toplantısı bir ana konu seçer, bu konu hakkında bir uzman ve üyeler sunum yapar. Bugüne kadar “İnsan Beyninin yapısı ve işleyişi”, “İklim değişikliği ve etkileri”, “Uzay ve uzay taşımacılığı” “Roman ve zaman”, “Türkiye’de felsefi düşüncenin gelişimi ve bilgi teorisi”, “Sokak satıcıları ve sokak ekonomisi”, “Yaşar Kemal ve Edebiyatımız” gibi konular ele alınıp incelendi.

ATYG edebiyat, insan hakları, barış kültürü, toplumsal uyum alanlarında örnek çalışmalar yapan yazarlara, şairlere, sanatçılara ve kültür insanlarına ödüller veriyor.

ATYG 2022 yılı sonbahar toplantısında çeşitli alanlarda ödüller verdi.

Ödül alanları ve ödül gerekçelerini kamuoyuna açıklamaktan şeref duyarız.

 

ATYG Eşbaşkanları

 Nevin Lutz               

Kemal Yalçın

 

V.i.S.d.P.: Kemal Yalçın, Bochum, İletişim adresi: [email protected]

***

WDR ve Köln Radyosu eski redaktörü, belgesel film yapımcısı Osman Okkan’a

2022 ATYG BELGESEL FİLM ve İNSAN HAKLARI ÖDÜLÜ

verildi 

 

Osman Okkan Almanya’nın, Almanya’daki Türkiyelilerin sesi ve vicdanıdır.

Osman Okkan’nın sesi, akıcı Türkçe ve Almancası Köln Radyosu ile özdeşleşmiştir. WDR Köln Radyosu 60 yıllık göç tarihinde haberlerine, yorumlarına, sözüne güvenilen ve en çok dinlenen bir radyo idi. Köln Radyosu internetin, akıllı telefonların henüz icat edilmediği, e-mail, Facebook gibi iletişim imkanlarının olmadığı zamanlarda Türkiye ile Almanya arasında haber akışını sağlıyor, insanların hasretlerini dindiriyor, dertlerine derman olmaya çalıyordu. Bu anlamda Köln Radyosu sadece bir radyo değil, milyonlarca Türkiyelinin kalp atışlarının sesiydi.

Osman Okkan sağlık nedenleriyle ödül törenine zoom üzerinden katılabildi. Osman Okkan yaptığı teşekkür konuşmasında “Bu ödülümü Türkiye’deki tüm siyasi mahkumları temsilen uzun yıllar haksız yere hapiste tutulan Selahattin Demirtaş, Osman  Kavala ve Gülten Kışanak’a adıyorum,” dedi.

Osman Okkan’a verilen “Belgesel Film ve İnsan Hakları Ödülü” gerekçesini Kemal Yalçın açıkladı:

 

2022 ATYG BELGESEL FİLM ve İNSAN HAKLARI ÖDÜLÜ

GEREKÇE

12 Kasım 2022, Gelsenkirchen, Almanya

SAYIN OSMAN OKKAN

1947 yılında Ankara’da doğdunuz. İlk ve ortaöğreniminizi İstanbul’da tamamladınız.

1965 yılında üniversite eğitimi için Almanya’ya geldiniz. Münster Üniversitesi’nde ekonomi, sosyoloji ve siyaset bilimi okudunuz. Öğrencilik yıllarında öğrencilerin, yerli ve göçmen işçilerin hakları için Alman sendikaları ve göçmen dernekleriyle birlikte mücadeleye başladınız. Türkiyeli göçmen işçileri örgütleme mücadelesinde yer aldınız.

1986 yılında WDR’de ve Köln Radyosu’nda kadrolu redaktör olarak çalışmaya başladınız. 20 yıl aralıksız WDR ve ARTE için belgesel filmler yaptınız. Başta WDR olmak üzere pek çok Alman ve Türk medyasında çalıştınız.

20 yıl WDR’de Monitor Programında, Radyo ve TV Kültür bölümlerinde, Köln Radyosu adı verilen Türkçe yayınlarda, ARTE Bölümünde sorumlu redaktör olarak görev aldınız. WDR’in gerek Almanca programlarında gerekse Türkçe yayın yapan Köln Radyosu’nda spikerlik de yaptınız.

 

Sayın Osman Okkan sadece bir redaktör değil aynı zamanda belgesel film yapımcısı olarak Türkiye’den Almanya’ya çalışmaya gelen işçilerin, göçmenlerin haklarının kazanılması, özgürlüklerinin genişletilmesi, Almanya’daki siyasal, toplumsal hayata katılmaları, toplumsal uyumları için tutarlı, bilinçli, sabırlı, örgütlü mücadele ettiniz.

Türkiye’deki siyasal, toplumsal, kültürel gelişmelerle yakından ilgilendiniz. 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 askeri darbelerine karşı demokrasi ve insan hakları temelinde örgütlü, yasal mücadele yürüttünüz. Türkiye’den gelen siyasi mültecilerle sürekli dayanışma içinde bulundunuz.

Hürriyet Gazetesi 1976 yılı Temmuz ayında, WDR’de Monitor Programında “Almanya’da Bozkurtlar” adlı haberinizin yayınlanacağı günün sabahında, “En tehlikeli 10 terörist!” sürmanşetiyle yalan, uydurma, kasıtlı bir haber yayınladı.  Bu yalan haber nedeniyle tam 17 yıl Türkiye’ye gidemediniz. Türkiye’deki hayatınız bu yalan haberle sıfırlanmaya çalışıldı.

Türkiye’ye gidemediğiniz 17 yıl boyunca hem Köln Radyosu’nda hem WDR’de hem de içinde olduğunuz sivil toplum örgütlerinde daima özgürlük, insan hakları ve toplumsal barış mücadelesinin sesi oldunuz.

Sayın Osman Okkan, En Alttakiler/Ganz unten  kitabı ve belgesel filmi hazırlanırken Alman yazar Günter Wallraf’a yardımcı oldunuz. Türk işçileriyle Wallraf arasında gizli iletişimi siz organize ettiniz. Wallraf’ın can güvenliğini dolaylı yollardan siz sağladınız.

Sayın Osman Okkan Türkiye’ye gidemediğiniz zamanlarda ve daha sonraki yıllarda Türk edebiyatını Avrupa kamuoyuna ve özellikle Avrupa gençlerine tanıtmak için çok çalıştınız. Önce Avrupa Kültür Kanalı ARTE için Nazım Hikmet’in, Yaşar Kemal’in, Aziz Nesin’in hem Almanca hem Fransızca olarak yayınlanan birer saatlik belgesellerini yönettiniz.

“İnsan Manzaraları-Türkiye’den Altı Yazar Portresi” başlığı altında Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Elif Şafak, Murathan Mungan, Aslı Erdoğan’ın yeni belgesel filmlerini yaptınız. Bu filmlerin hem kitaplarını hazırladınız hem de yönetmenliğini yaptınız.

Sayın Osman Okkan Türkiye ile Yunanistan arasında dostluk ve kardeşliğin gelişmesi, Ege’nin bir barış denizi olması için büyük emekler verdiniz.

Onur Başkanları Mikis Theodorakis ve Zülfü Livaneli olan “Türk-Yunan Dostluk Girişimi”nin kuruluşunda Avrupa Sözcülüğünü üstlendiniz. Türkiye ile Yunanistan arasında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanmış olan protokol ile esas olarak 1924 yılında gerçekleşen “Mübadele”yi ve sonrası gelişen olayları incelediniz.

“Vertrieben für Frieden / Barış İçin Sürülenler” adlı belgesel filmi Simone Sitte ile birlikte yaptınız. Bu belgeselinizi WDR ve ARTE’de 2003 yılında yayınlandınız. Büyük yankı uyandırdınız.

Sayın Osman Okkan siz Türkiye’de, Almanya’da ve dünyada barış kültürünün gelişmesi için çok çalıştınız.

Onur Başkanları Günter Grass ve Yaşar Kemal olan Türkiye Almanya Kültür Forumu’nu 1993 yılında birkaç yol arkadaşınızla birlikte kurdunuz.

“Günter Grass: Unterwegs am Bosporus / Boğaziçi Yollarında” adlı belgesel filminizi yaptınız, WDR ve ARTE’de yayınladınız.

2016 yılında büyük fotoğraf sanatçısı Ara Güler’in belgesel portresini yaptınız. Dostunuz, meslektaşınız Hrant Dink’in katledilmesi üzerine, “Cinayet Dosyası: Hrant Dink” belgeseliniz ARTE’de yayınlandı. Dünya Medya Festivalinde Altın Küre Ödülü’ne layık görüldünüz. Ödülü birlikte aldığınız Onur Başkanı Rakel Dink olan “Köln Hrant Dink Forumu”nu kurdunuz, Türk-Kürt-Ermeni dostluğunun gelişmesi, yüz yıldan fazla bir zamanda henüz çözülememiş olan “Ermeni Meselesi”nin çözümüne yardımcı olmaya çalıştınız.

 

Sayın Osman Okkan Türkiye’de 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra AKP yönetimince tutuklanan on binlerce mağdura bir ölçüde destek olabilmek için Türkiye Almanya Kültür Forumu olarak Avrupa’daki önde gelen kültür ve politika insanlarıyla birlikte “Politik tutuklulara destek Fonu”nu kurdunuz. Türkiye’deki insan hakları savunucusu derneklerle, Anadolu Kültür ve diğer sivil toplum kuruluşlarıyla, demokrat hukukçularla birlikte yüzlerce tutuklu ve ailelerine destek sağladınız.

Sayın Osman Okkan siz Türkçeyi ve Türk edebiyatını daima tutkuyla sevdiniz. 1978’den başlayarak asistan ve öğretim görevlisi olarak çalıştığınız Duisburg-Essen Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nün 1995 yılında kurulmasında görev aldınız ve daha sonraki yıllarda da öğretim görevlisi olarak “Edebiyat ve Belgesel Sinema” üzerine dersler verdiniz.

6/7 Mayıs 2022 günlerinde Köln’de WDR Funkhaus’un salonlarında, Uluslararası Yaşar Kemal Sempozyumu düzenlediniz.

Sayın  Osman Okkan 75 yıllık yaşamınızda daha güzel, daha özgür, daha mutlu bir dünya yaratmak için cesaretli, kararlı, tutarlı, başarılı, örnek çalışmalar yaptınız. Umutsuzluktan umut yarattınız. Almanya’nın ve Almanya’daki Türkiyelilerin, göçmenlerin sesi ve vicdanı oldunuz.

Bu nedenlerle Kurucu Onursal Başkanı Fakir Baykurt olan Avrupa Türkiyeli Yazarlar Grubu’nun 2022 BELGESEL FİLM ve İNSAN HAKLARI ÖDÜLÜ’nü hak ettiniz!

Sayın Osman Okkan sizinle aynı dünyada yaşamaktan çok mutluyuz!

Bu dünya ve bu Almanya sizinle birlikte daha güzel!

İyi ki varsınız!

Kurucu Onursal Başkanı Fakir Baykurt olan Avrupa Türkiyeli Yazarlar Grubu adına

Nevin Lutz                                          Kemal Yalçın

 

*****************************************************************

 

Agop Yıldız, türkülerinde Âşık Armanî mahlasını kullanmaktadır. 2022 ATYG DOSTLUK VE BARIŞ ÖDÜLÜ

Ermeni Halk Ozanı ve Şair Âşık Armanî / AGOP YILDIZ’a

verildi

Âşık Armanî, Türkiye’de ve dünyada Türkçe yazıp söyleyen, Sayat Nova Âşuk Edebiyatı geleneğinden gelen, yaşayan tek Ermeni halk ozanıdır. Âşık Armanî’yi Âşık Armanî yapan onun sazını, sözünü, kalemini barış, sevgi, dostluk, özgürlük için kullanmasıdır.

Âşık Armanî Anadolu’nun en vefalı, en dürüst, en vicdanlı evlatlarından biridir.  Âşık Armanî Anadolu kültürünü zenginleştiren bir ozandır, âşıktır.

Agop Yıldız’ın ataları 1900’lerin başında Kars’tan Diyarbakır’a göçmüşlerdir. 1915 öncesinde ise Diyarbakır’dan Sivas’a, Sivas’tan Boyabat ilçesi Ağlovuç köyüne gelebilmişlerdir. Agop Yıldız 1964 yılında İstanbul’a, 1969 yılında da Hollanda’ya işçi olarak gelmiştir. Halen Hollanda’da yaşamaktadır.

Agop Yıldız Sayat Nova geleneğini sürdüren türkülerini Türkçe söyleyen bir Ermeni Halk ozanıdır. Aynı zamanda dünyanın en iyi saz yapım ustalarından biridir. 1992 yılından beri Kuzey Ren Vestfalya Türkiyeli Yazarlar Çalışma Grubu ve ATYG üyesidir.

Agop Yıldız “Anadolu’nun Nar Taneleri” adlı şiir kitabında barış, kardeşlik, karşılıklı saygı ve sevgi üstüne şiirler yayınladı.

Bu dünyadan birçok Ermeni, Kürt, Türk âşık gelip gitti. Fakat Âşık Armanî gibisi az görüldü. Çünkü Âşık Armanî, çaldığı sazı da kendi yapıyor. Çünkü Âşık Armanî, Sayat Novaların yaşamadıkları, akıllarına bile getirmedikleri acıları yaşadı. Kendi milletinin soykırıma uğratıldığını adı gibi biliyor. Fakat Âşık Armanî, sazına ve sözüne kin, intikam bulaştırmadı. Âşık Armanî’yi Âşık Armanî yapan onun bu özelliğidir.

Âşık Armanî kardeşimiz, arkadaşımız, dostumuz, ozanımız, aşığımızdır. Âşık Armanî ile bu dünyada yaşamak büyük mutluluktur bizler için!

Bu nedenlerle Âşık Armanî, Agop Yıldız ATYG DOSTLUK VE BARIŞ ÖDÜLÜ ile ödüllendirildi. 

 

*********************************************************

ATYG EDEBİYAT ve ÇEVİRİ ÖDÜLÜ

HELLMUT LUTZ’a

verildi

Hellmut Lutz, 1934 yılında Tanzanya’da dünyaya geldi. 1939’da ailesiyle birlikte Almanya’ya dönmek zorunda kaldı. Çocukluğu İkinci Dünya Savaşı’nın ateşi içinde geçti. Üniversite eğitimini Almanya ve İngiltere’de tamamladı. Almanca ve İngilizce öğretmeni olarak çalışma hayatına atıldı.

Hellmut Lutz, 1971-1973 yıllarında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Almanca Öğretmenliği Bölümü’nde Almanca öğretmenliği yaptı. Türkçeyi yaşayarak Türkiye’de öğrendi.

Hellmut Lutz, Türkçeyi kültür dili olarak çok iyi bilen ve kullanan bir Alman kültür insanıdır. Türkiye’yi ikinci vatanı olarak kabul etmektedir.

Hellmut Lutz da Bremen Eyaleti Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın görevlisi olarak Türkçe Dersleri için Ders Programları Geliştirme Ekibi’nde çalıştı. Türkçe ve Almanca kitaplarının seçiminde uzmanlık yaptı. Türkiye’den gönderilmiş olan Türkçe öğretmenlerinin meslek içi geliştirme kurslarını uzun yıllar yönetti.

Bremen’de Lise Bölümü Müdürü olarak çalıştığı bir Schulzentrum’da Türkçe bildiği için, özellikle Türkiye kökenli göçmen ailelere danışmanlık, onların çocuklarına ise hem danışmanlık hem de öğretmenlik yaptı.

Hellmut Lutz, Aziz Nesin’i Türkiye’de görevli olarak çalışırken kitaplarından tanımıştı. Hellmut ile Nevin Lutz, Nesin Vakfı’na Bremen’den maddi, hem de manevi destekte bulundular. Ayrıca Nesin Vakfı’nı yakından tanımak ve desteklemek için üç kez İstanbul/Çatalca’ya gittiler ve bir süre oradaki Çocuk Cenneti’nde çalıştılar.

Nevin ve Hellmut Lutz çifti, Aziz Nesin şiirlerini çevirmeye 2009 yılında başlamışlardı. Bu çeviri zamanla bir tutkuya dönüştü. Aziz Nesin’i en iyi, en anlaşılır biçimde Almanca ve İngilizceye çevirebilmek, Alman ve İngiliz kültür dünyası içinde en iyi ifadeyi bulabilmek için çok çalıştılar. İngilizce çevirileri ise esas olarak Hellmut Lutz yaptı. Aziz Nesin’den çevirileri “Çocuklarıma / An meiner Kinder / To my children” başlığı ile üç dilli olarak yayınladılar.

Hellmut Lutz, Afrika, Asya ve Avrupa’da geçen hayatını “Küçük Efendi / Bwana Ntoto / Der kleine Herr” adlı kitabında kaleme aldı. Hellmut Lutz Türkçeden Almancaya ve İngilizceye birçok şiir, öykü, yazı çevirdi.

Hellmut Lutz’a bu nedenlerle Edebiyat ve Çeviri Ödülü verildi.

 

**************************************************************

ATYG 2022 EĞİTİM ve EDEBİYAT ÖDÜLÜ

TURAN AKPINAR’a

verildi

Turan Akpınar Çorum İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Hakkâri ili Yüksekova ilçesi Sat köyünde öğretmenlik yaptı. Daha sonra İstanbul Bayrampaşa Şair Baki İlkokulu’nda öğretmenlik yaptı. Turan Akpınar 1979 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Yurtdışı Öğretmen Atama’’ sınavlarını kazanarak eşi Yüksel Akpınar ile birlikte Almanya’ya Türkçe Anadil Öğretmeni olarak atandı.

Turan Akpınar Hakkâri ve İstanbul’daki öğretmenlik hayatını Ak Yakalı Kara Önlüklüler adlı kitabında öyküleştirdi. 2021 yılı Mayıs ayında İstanbul’da yayınladı.

Bu kitap Türkiye eğitim tarihi açısından genç nesillere, genç öğretmenlere ilham kaynağı olacak bir kitaptır. Söz uçar yazı kalır. Turan Akpınar bu kitapta öğretmenlik hayatının duygularını, hislerini, tecrübelerini kalıcı hale getirdi.

Türkçe öğretmeni Turan Akpınar’ın 1979-2009 yılları arasında Almanya’da geçen 30 yıllık meslek hayatının gerçek öykülerinden, unutulmaz anılarını Geride Bıraktıklarımız adlı kitabında kitaplaştırdı. 2022 yılında İstanbul’da yayınladı.

Turan Akpınar’a 30 yıllık başarılı, örnek öğretmenliği ve yayınladığı kitaplar nedeniyle ATYG EĞİTİM ve EDEBİYAT ÖDÜLÜ verildi.

 

****************************************************************

ATYG BELGESEL FİLM ÖDÜLÜ

NEZAHAT GÜNDOĞAN 

ile KAZIM GÜNDOĞAN’a

verildi.

Türkiye’de büyük yankılar uyandıran Hay Way Zaman / Dersim’in Kayıp Kızları adlı belgesel film önce ATYG üyeleri ile Nezahat Gündoğan ve Kazım Gündoğan ile birlikte 12 Kasım 2022 günü izlendi. Daha sonra Nezahat Gündoğan ve Kazım Gündoğan’a ayrı ayrı ATYG Belgesel Film Ödülü verildi. Bu ödülün gerekçesi şöyle açıklandı.

 

*******************************************

 

 

 

***************************************************

2022 ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ

SIRRI AYHAN’a

verildi 

1961 yılında Adıyaman-Kâhta’da doğdu. Adana Akıl Hastanesi berberliğinden sonra üretken bir yazar oldu.

Polis tarafından aranıyordu. Bir gün Adana Akıl Hastanesi’nde berber arandığını duydu. Gitti gerçek ismiyle başvurdu. Kabul ettiler. Akıl hastalarının berberi oldu. Akıl hastası hastaların hayatlarını inceledi. Akıl hastanesinde üç yıl kadar çalışabildi. Kendi ruh sağlığı bozulmaya başladı. Berberlikten ayrıldı. 1989 yılında gözleri arkasında kalarak Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldı. Almanya’ya geldi, siyasi mülteci oldu. İlticası kabul edildi.

Almanya’da çok çeşitli işlerde çalıştı. Düsseldorf’ta taksi şoförlüğü yaptı. Taksisine binen müşterilerin fotoğraflarını çekti. Onlarla kısa kısa söyleşiler yaptı. Müşterilerinin duygularını, hislerini, düşüncelerini bir deftere yazmalarını rica etti.

Taksi şoförlüğü sırasında Duisburg Fakir Baykurt Edebiyat Kahvesi’nin üyesi oldu. Burada yazmasını öğrendi. İlk zamanlarda bir cümleyi doğru dürüst yazamıyordu. Yılmadı, okudu, çok okudu. Yazdı düzeltti, yazdı düzeltti! Yaza yaza yazmasını öğrendi. Avrupa Türkiyeli Yazarlar Grubu-ATYG üyesi oldu. Fakir Baykurt Edebiyat Kahvesi ve Avrupa Türkiyeli Yazarlar Grubu-ATYG Sırrı Ayhan’ın edebiyat okulu oldu. Sırrı Ayhan, Almanya’daki Fakir Baykurt Okulunda yetişmiş yazarlardan biridir.

Sırrı Ayhan taksi müşterilerinin notlarını, fotoğraflarını daha sonra Taxi International adıyla kitaplaştırdı. Türkçe ve Almanca olarak yayımladı.

Daha sonra Adana Akıl Hastanesi’nde yaşadıklarını, gördüklerini Berberin Dansı adlı kitabında romanlaştırdı. 2019 yılında Dikiz Aynasında Yüzler adlı kitabını yayımladı.

Bugüne kadar 8 kitap yayınladı.

Kitaplarında dostluğu, kardeşliği, insan manzaralarını öyküleştirdi. Bu nedenlerle ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ’ne layık görüldü.

      

 

***************************************************************

 

2022 ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ

SADIK ŞAHİN’e

verildi

Sadık Şahin’in hayatı Bremerhaven Tersanesi’nde kaynakçılıktan yazarlığa uzanan örnek bir hayattır.

Sadık Şahin 1956 yılında Türkiye’nin ilk şeker fabrikasının kurulduğu Kırklareli ili, Babaeski ilçesi, Sinanlı-Alpullu köyünde doğdu. Babası Alpullu Şeker Fabrikası’nda işçi idi. 1969 yılında Tersane işçisi olarak Bremerhaven’e geldi. Sadık Şahin Kırklareli Sanat Okulu’nda yatılı okurken, Almanya aile birleşimi yasası nedeniyle 1971 yılında 15 yaşında ailesinin yanına geldi. Bremerhaven gemi yapım tersanesinde meslek yaparak, gemi yapım kalifiye elemanı oldu. Bremerhaven İşçi Derneği’nde uzun yıllar başkanlık yaptı.

Sadık Şahin, 44 yıl başta kaynak ve diğer bölümlerde çalışarak 60 yaşında sağlık problemleri yüzünden malulen emekli oldu.  Öykü yazmaya beş yıl önce başladı. Anahtar Kolyeli Çocuklar adlı ilk öykü kitabı 2021 yılı Aralık ayında İstanbul’da YAY Yayınları tarafından yayımlandı. Sadık Şahin, Avrupa Türkiyeli Yazarlar Gurubu (ATYG) üyesidir.

Sadık Şahin Anahtar Kolyeli Çocuklar adlı ilk öykü kitabı Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.

 

******************************************************

ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ

YAŞAR ÇİÇEKDEMİR’e

verildi

Yaşar Çiçekdemir Fakir Baykurt Okulu’nda yetişmiş bir yazardır. 1956 yılında Afyon ili, Dinar İlçesi, Çayüstü köyünde başlayan hayatı Hollanda’da kültürel bir zenginliğe ulaştı. Çok çalıştı. Türkiye’de yarım bırakmak zorunda kaldığı eğitimini Hollanda’da tamamladı.

Yaşar Çiçekdemir Türkiye’den Hollanda’ya gelmiş yüzbinlerce göçmen işçiden biridir. İnsan yeşil bir çimen gibidir, nerede bir avuç mutluluk bulursa orada kök salar. Yaşar Çiçekdemir Hollanda’da kök salmış, hayatını yeniden kurmuştur.

Yazmak onun en büyük tutkusu idi. 1992-1999 yılları arasında Fakir Baykurt’un kurduğu ve yönettiği Kuzey Ren Vestfalya Türkiyeli Yazarlar Çalışma Grubu (ATYG) üyesi olarak Fakir Baykurt’tan yazarlığı öğrendi. Fakir Baykurt’un teşvikiyle kitap yazmaya başladı.

Günümüzde Avrupa’da beş milyon kadar Türkiye kökenli göçmen yaşıyor. Rakamlar acılarımızı, mutluluklarımızı, hasretlerimizi yeterince ifade edemez. Ancak tek tek göçmenlerin mikro tarihi hayatın gerçekliğini daha iyi ifade edebilir. Her göçmenin hayatı bir romandır.

Yaşar Çiçekdemir Mutluluğu Arayanlar adlı romanında, Afyon’un Dinar ilçesinin Kımıllı Köyü’nden göçe katılmak zorunda kalmış Yusuf’un mikro tarihi, gerçek romanını yazdı.  Son kitabı İncirli Köşk 2021 yılında İstanbul’da yayımlandı. İncirli Köşk’te hayatın gerçek, ilginç, sıcacık öyküleri vardır. Okuyunca siz de seveceksiniz. Yaşar Çiçekdemir’in kitaplarında çok çeşitli göçmen insan manzaraları vardır.

Yaşar Çiçekdemir Türk ve Hollanda göç edebiyatına katkılar yaptı. Bu nedenle ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ’ne layık görüldü.

 

********************************************

 

ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ

 HIDIR DULKADİR’e

Verildi

Hıdır Dulkadir 1952 yılında Dersim’in Körtan-Meşeyolu köyünde doğdu. İlkokuldan sonra İstanbul’a geldi. Tahtakale’de küfecilik ve hamallık yaptı. 1979 yılında Almanya’ya, Duisburg şehrine geldi. Duisburg Halk Yüksek Okulu Fakir Baykurt Edebiyat Kahvesi’ne katıldı.

Hıdır Dulkadir, Fakir Baykurt Okulu’ndan yetişmiş yazarlardan biridir. Bugüne kadar sekiz kitap yayımladı. Munzur’a Akar Yüreğim, Yüreğim Dersim’de Kaldı adlı kitaplarıyla tanındı.

Hıdır Dulkadir 1993 yılında ağır bir iş kazası geçirdi. Hafızasını kaybetti. Yaza yaza hafızasını yeniden kazandı. Hayatında çok zorluklar çekti. Hiçbir zorluktan yılmadı.  Çok çalıştı. Çalışarak hayatını yeniden kurdu. Onun hayatı direnmenin ve yaşama gücünü canlı tutmanın bir örneğidir.

Hıdır Dulkadir kitaplarında Dersim Zaza Kültürü araştırmalarına ve Dersim öykülerine ağırlık verdi. Munzur’a Akar Yüreğim, PEPUGE DES U DI KOWU- Dersim Sözlü Halk Edebiyatından Örnekler. İki dilde Türkçe-Kırmancki 80-100 yüzyıllık Dersim Ağıtları,

Kutsal Mekanlar ve Efsanelerimiz, Yüreğim Dersim’de Kaldı, Varolduğum Topraklar Dersim, Dersim Fıkraları adlı kitaplarıyla Zaza, Kürt ve Türk edebiyatını zenginleştirdi.

Bu nedenle ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ’ne layık görüldü.

**************************************************************

 

ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ

İRFAN ERDOĞAN’a

verildi

İrfan Erdoğan 1960 yılında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine bağlı eski ismiyle Çerkezuşağı, yeni ismiyle Gözecik köyünde doğdu. İlkokulu kendi köyünde, ortaokulu İstanbul Esentepe Ortaokulu’nda, liseyi de Silifke Ticaret Meslek Lisesi’nde bitirdi. Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nda okudu. Uzun yıllar ulusal ve yerel gazetelerde bölge temsilciliği yaptı.

1987 yılı Kasım ayında evlenerek Almanya’ya geldi. 10 yıl çeşitli firmalarda çalıştı. 23 yıldan beri Gütersloh Bertelsmann’da paketleme işçisi olarak çalışıyor. İşçiliğin yanında kültür, sanat ve edebiyatla uğraşıyor. İlk kitabı Bir Emekçinin Günlüğü’nü 2019 yılında, ikinci kitabı O da Bir İşçi Ben de ve üçüncü kitabı Korona Günlüğü’nü 2020 yılında, Kıskançlık adlı kitabını da 2022 yılında yayımladı.

İrfan Erdoğan’ın zamanının çoğu fabrikada, bandın başında geçiyor. Bandın başında çalışırken düşünüyor, eve gelince düşündüklerini yazıya döküyor.

İrfan Erdoğan hayata daima umutla, iyimser bakıyor. Her şart altında mutlu olmaya çalışıyor. İrfan Erdoğan için mutluluk yazmak, okumak ve gene yazmaktır. Yazdıkça yaşama heyecanı artıyor.

İrfan Erdoğan hayatında hep olmaz, olamaz denilen işleri başardı. Onun hayatı Almanya’da Fakir Baykurt Okulu çizgisinde yetişen işçi yazarlara iyi bir örnektir.

Bu nedenlerle ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ ile ödüllendirildi.

 

**************************************************************************************************************************

 

ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ

FEVZİ KARADENİZ’e

verildi

FEVZİ KARADENİZ yazarlık serüveni, hayat serüveni olan ölümle hayat arasında yaşamış olan sendikacı, cesur, barışçı bir Kürt yazarıdır.

1952 yılında Diyarbakır ili, Ergani ilesi Çakırfakir köyünde dünyaya geldi. Babası “dengbej” “destancı” idi. Anadili Kürtçe idi. Kürtçe sözlü anlatım geleneğini babasından öğrenmişti.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu -DİSK’e bağlı, DİSK-BANK-SEN 9. Bölge Temsilcisi ve Merkez Yönetim Kurulu Üyesi idi. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldı. Fransa’ya iltica etti. Strasbourg şehrinde uzun yıllar siyasi mülteci olarak yaşadı. Kitaplarını daha çok mültecilik yıllarında yazdı ve yazmaya devam ediyor.

1 MAYIS 1977 günü Taksim Kazancı Yokuşu’ndaki kamyonetin üzerindeydi. Yanında 22 kişi öldü, öldürüldü. Kimi ezilerek, kimi kurşunla.

1980 Temmuz ayında DİSK’in efsanevi Başkanı Kemal Türkler öldürüldüğünde Diyarbakır’da sendikacıydı. Tüm Türkiye’de olduğu gibi orada da işçiler direnişe geçmişlerdi. Gözaltına alındı. Kurdoğlu Kışlası’nda hücrede kaldı.

Fevzi Karadeniz’in başına çok belalar geldi. Hayatın her halini gördü, yaşadı. Yazmak onun için hayat biçimi haline geldi.

Fevzi Karadeniz çok acılar çekti. 21 yıl Türkiye’ye gidemedi. Fakat hiçbir zaman hayata ve Türkiye’ye küsmedi. Türkiye’de ve dünyada barış kültürünün gelişmesi için çalıştı.

Bu nedenlerle ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ’ne layık görüldü.

***************************************************************

 

ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ

SELMA KOÇİVA’ya

verildi

Selma Koçiva 1960 yılında Ardeşen-Dutxe’de doğdu. Türkçeyi sekiz yaşından sonra ilkokulda öğrenmeye başladı. Çocukluğu köyünde, ortaokul ve lise yılları İstanbul Kartal’da geçti. 1979 yılında öğrenci olarak Almanya’ya geldi. Dortmund’da sosyal pedagoji eğitimi aldı.

Selma Koçiva Lazona’nın vefalı evladı, Lazebura Derneği’nin kurucu başkanı, Laz kültürünün fedakâr bir yazarıdır.

Lazlar’ın yaşadığı bölgeye Lazcada “Lazona” deniyor. “Lazebura” ise “Laz Dili ve Kültürünü Yaşatma Birliği”nin adıdır. Selma Koçiva, 1997 yılında Lazebura Derneği Başkanlığına seçilmişti. Lazcanın ve Laz kültürünün gelişmesi için yıllardan beri fedakârca çalışıyor. Lazca yazmayı öğrenmeye 1980 yıllarında başlamıştı. Lazca ve Türkçe yazan bir yazardır. Lazca ilk şiir kitabını 1997 yılında yayımlamıştı.

Türkiye’de Lazcayı ve Laz kültürünü korumaya yönelik çalışmalar, 1980 sonrasında bazı duyarlı Laz aydınları arasında başlamıştı. Bu çalışmalar zamanla Almanya ve diğer Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan Laz aydınlarının çalışmalarına yansıdı.

Almanya’da az sayıdaki Laz aydını Lazcayı ve Laz kültürünü korumak amacıyla 1984 yılında bir araya gelerek, Lazebura Çalışma Grubu’nu oluşturdular. Bu çalışma grubu Selma Koçiva ve arkadaşları tarafından yürütülüyordu. Bu çalışma grubu zamanla genişledi, bir dernek çatısı altında örgütlendi. Bu çalışmaların sonucunda 1997 yılında Köln’de, “Lazebura- Laz Dili ve Kültürünü Yaşatma Birliği” adlı bir dernek kuruldu.

Selma Koçiva, yaşamını Laz dilini ve kültürünü geliştirmeye adadı. Lazcanın yazı diline kavuşması için çok emek verdi. Laz kimliği, kadın ve insan hakları konularında yedi kitap yayımladı. Bu nedenlerle Selma Koçiva ATYG EDEBİYAT ÖDÜLÜ’ne layık görüldü.

  

************************************************************

ATYG ARAŞTIRMA ve EDEBİYAT ÖDÜLÜ

FİKRET GÜNEŞ’e

verildi

1955 yılında Dersim’in Kortu-Meşeyolu köyünde doğdu. Anadili Zazacadır. İnanç biçimi Alevi-Kızılbaştır.

İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi Cumhuriyet lisesinde tamamladı. Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümünü 1975-1978’de bitirdi. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Almanya’ya geldi.

Fikret Güneş, alçak gönüllü bir yazar tavrıyla kalemini ve kalbini Almanya’dan Dersim’e, Munzur’a, doğup büyüdüğü kardelenler memleketine uzatıyor. Görüp yaşadıklarını, duyup anladıklarını öyküleştiriyor. Olaylara abartmasız, gerçekçi bir tutumla, açık açık, dobra dobra bir yazar tanıklığıyla yaklaşıyor.

Fikret Güneş’in öykülerinde destansı öğeler, Dersim yöresinden insan manzaraları ve Kızılbaşların yaşamlarından kesitler, adetler, inanç biçimleri genişçe yer alıyor. Öykülerin içerikleriyle biçimleri birbirine uyumlu. Anlatılan, öyküleştirilen gerçek olaylar insanı derinden sarsıyor. Unutulmuş büyük acıları, yıkımları yeniden okumak yakın geçmişimize ait tarih bilincini tazeliyor. Kaleme aldığı öykülerin hepsi gerçek hayattan alınmıştır. Hepsi de araştırmalara dayanır. Kitaplarında kurgu ürünü bir öykü yoktur.

Kardelenler Güneşi Sever adlı ilk kitabında Dersim Katliamını anlatmıştı.

2007 yılında Dersim Katliamını yaşayan canlı tanıkların anlattıklarından hareketle Kardelenler Güneşi Sever adlı kitabını kaleme aldı. Daha sonra Maraş katliamını anlatan Güneşin Ağladığı Gün kitabını 2009 yılında yayımladı.

2013 yılında yayımlanan Kırkların Direnişi kitabında Çorum’daki katliam ve direnişi kitaplaştırdı. Suriye’de 2013 yılında “74. Ferman” diye adlandırılan, Ezidi milletinin yaşadığı soykırımını anlatan Güneş Ülkesinin Çığlığı kitabını 2018’de yayımlandı.

Bu nedenlerle Fikret Güneş ATYG ARAŞTIRMA ve EDEBİYAT ÖDÜLÜ’ne layık görüldü. 

***********************************************

ATYG ÇEVİRİ ve ŞİİR ÖDÜLÜ

ÖZGÜR METİN DEMİREL’e

verildi

Özgür Metin Demirel 1977 yılında Almanya’nın Bielefeld kentinde doğdu. Siyasi bir ailenin en büyük çocuğudur. Çok küçük yaşında ailesiyle birlikte Türkiye’ye döndü. Ortaokul ikinci sınıfa kadar Türkiye’de okudu. 1989 yılında ailesiyle birlikte zorunlu olarak tekrar Almanya’ya geldi.

Özgür Metin Demirel edebiyat dünyasına Serzeniş adlı şiir kitabıyla girdi. Bazı şiirleri daha önce ATYG’nin Yürekten YüreğeVon Herz Zu Herz adlı şiir seçkisinde yer almıştı. Serzeniş 106 sayfa;  barış, sevgi, kardeşlik, özgürlük, sağlıklı çevre,  insan sevgisi, birlikte yaşam,  insanca yaşanabilen bir toplum ve dünya özlemi konularında 62 şiirlik bir çiçek demetidir.

Özgür Metin Demirel Avrupa Türkiyeli Yazarlar Grubu’nun (ATYG) en genç şairlerinden biri. Hem çevirmen hem de düşüncelerini hayata geçirmek için mücadele eden bir şair. Almancadan Türkçeye, Türkçeden Almancaya şiir, öykü, roman çevirileri yapıyor. ATYG’nin Yönetim Kurulu’nda bulunuyor.

Demirel Ailesi 1989 yılında Almanya’ya siyasi mülteci olarak başvurdu ve iltica talepleri kabul edildi. Özgür için yeni bir hayat başladı. Almanya’da okul eğitimine devam etti. 2002 yılında evlendi. İki çocuk babasıdır. Halen Köln şehrinde ikamet etmektedir.

Özgür Metin Demirel Türkçeyi ve Almancayı edebiyat dili olarak kullanıyor. İki dilli bir dünyası var. İki dilli olmak, iki dili edebiyat ve kültür dili olarak kullanabilmek onun hem Türk hem Alman edebiyat dünyasını zenginleştirmesine yardımcı oluyor. Serzeniş’te iki dilli şiirler de var. Şiirlerinde toplumsal barış, kardeşlik, insan hakları, çevre ve iklim konularını estetik ölçülere uygun bir biçimde işliyor.

Bu nedenlerle Özgür Metin Demirel ATYG ÇEVİRİ ve ŞİİR ÖDÜLÜ ile ödüllendirildi.

******************************************************

DANKESURKUNDE * TEŞEKKÜR BELGESİ

Dr. AYDIN SAYILAN

Verildi

 

 ******************************************************

ATYG Basın Bildirisi, 15.11.2022,

V.i.S.d.P.: Kemal Yalçın, Bochum,

İletişim adresi: [email protected]