EdebiyatYazılar

HAY SİZİN MOLLA REJİMİNİZ BATSIN! “Jin, jiyan, azadi!” “Kadın, hayat, özgürlük!”

 

DİRENEN İRAN KADINLARINA SELAM OLSUN!

“Jin, jiyan, azadi!” “Kadın, hayat, özgürlük!”

Bu kez molla rejimine karşı isyanın öncülüğünü kadınlar yapıyor!

Muhteşem, korkusuz, genç bir kuşak var İran sokaklarında!

Kadınlar zorla kapattıkları başlarını özgürleşerek açıyorlar! Açmak istiyorlar!

İnsanlar “Yeter artık! Bıktık sizin İslam Cumhuriyetinizden, Molla rejiminizden! Bıktık artık sizin yalanlarınızdan, azarlamalarınızdan, bağırmanızdan, hakaretlerinizden!” diyerek sokağa çıkıyor, korku duvarlarını yıkarak, ölümün üstüne üstüne yürüyor!

Böyle gelmiş, böyle gitmeyecek!

Mollalar zayıfken mazlum, güçlenince zalim olurlar!

Şah rejimini yıkmak için “Özgürlük, adalet!” diye bağıran mollalar, şah rejimini yıktıktan sonra özgürlükleri, insan haklarını çiğnediler, adaleti yok ettiler! İslami-faşist bir diktatörlük kurdular.

İran’da 1979’daki devrimden hemen sonra Ayetullah Humeyni yaptığı bir konuşmada “Kadınlar kendi iffetlerini korumak için başörtüsü takmak zorundalar!” demiş ve 1981 yılında başörtüsü zorunluluğu başlamıştı.

22 yaşındaki İran Kürtlerinden Mahsa Amini İran’da “başörtüsünü düzgün takmadığı” gerekçesiyle rejime bağlı ahlak polisleri tarafından gözaltına alındıktan sonra 13 Eylül 2022 tarihinde yaşamını yitirdi.  Mahsa Amini’nin ölümü, İran’da Molla rejimine karşı bir isyan dalgası başlattı.

İran’da 24 gündür sokaklarda, üniversitelerde ve iş yerlerinde protesto düzenleyenler, Mahsa Amini’nin Kürt olmasının da etkisiyle Kürtçe “Jin, jiyan, azadi!” “Kadın, hayat, özgürlük!” diye bağırıyor,  “Diktatöre ölüm!”, “Hamaney’e ölüm!” ve “İslam Cumhuriyeti’ne ölüm!” sloganlarını haykırıyorlar.

Zorunlu örtünme yasağına karşı kadınlar geçmişte de çeşitli şekillerde direnmiş, örneğin 2017’de Vida Movahed isimli kadın başörtüsünü çıkarıp bir sopanın ucunda sallayarak ‘İnkılâp Meydanı Kızları’ hareketine ilham vermiş; 2019’da bir futbol müsabakasına giren Sahar Khodayari gözaltına alınmasının ardından kendini ateşe vermiş ve tepkiler kadınların maçlara girmesine izin verilmesine yol açmıştı.

Beyaz Çarşamba adıyla bilinen ya da sosyal medyada kadınların başları açık şekilde görüntülerinin paylaşılması etrafında birtakım eylemler de söz konusu olmuştu. Ancak Mahsa Amini’nin 13 Eylül 2022’de ölümünden sonra başlayan isyan dalgası, İran’ın dört bir yanını saran zorunlu örtünme yasağına karşı bir direniş ilk kez görülüyor.

İranlı gazeteci ve akademisyen Nefise Motlak, “Bu kez her şey çok farklı. Geçmişteki protestolarda, örneğin Yeşil Hareket’te orta üst sınıflar daha çok sokaktaydı. Benzin protestolarında ise daha alt sınıflar isyan ediyordu. Şimdi tüm grupları sokakta görüyoruz. En önemlisi de bu son protestoların başını kadınlar çekiyor. Muhteşem, korkusuz, genç bir kuşak var sokaklarda,” diyor.

“İran’da insanlar artık kendilerine yalan söylendiğini düşünüyorlar. Kaybedecek bir şeyimiz kalmadı, madem bu kadar kolay öldürülebiliyoruz, madem bu kadar kolay üzerini kapatmaya çalışıyorlar, o zaman bu sistemi kökünden değiştirmeliyiz diyorlar” diye konuşuyor.

İranlı gazeteci ve akademisyen Nefise Motlak “Mahsa Amini öyle masum, öyle mütevazıydı ki. Daha çocuktu. Mantosunu giymiş, üzerine uzun şalını atmış. Ama onu bile öldürdüler. İşte bu insanları delirtti. Şimdi Kürdünden Azerisine Arabından Farsına Belucuna herkes sokakta,” diye konuşuyor.

İran genelinde 80’i aşkın şehire yayılan protestolarda göstericiler ile polis arasında çatışmalar çıktı, başörtülerini çıkaran kadınların İrşad Devriyesi, yani kılık kıyafeti denetlemekle sorumlu ahlak polisi üzerine yürüdüğü görüntüler ile Mahsa Amini’nin ölümünü protesto eden kadınların saçlarını kestikleri ya da başörtülerini ateşe verdiklerinin görüldüğü videolar sosyal medya kanallarına ve internet erişimine getirilen kısıtlamalara karşın binlerce kez paylaşıldı.

İsyan bu kez bambaşka

Kadınların isyanı İran’da halkın kitlesel olarak sokaklara döküldüğü ilk hareketlenme değil. 2009 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimini tartışmalı bir şekilde Mahmud Ahmedinejad’ın kazandığının açıklanmasının arkasından büyük bir ayaklanma yaşanmış, yüz binlerce kişi sokaklara dökülmüş, Yeşil Hareket olarak bilinen bu gösterilerde yüzlerce kişi gözaltına alınmış, polisle girilen şiddetli çatışmalar sonucu en az 15 kişi hayatını kaybetmişti.

Ardından 2017-2018 yıllarında dönemin cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin ekonomi politikalarını protesto etmek için bir ayaklanma dalgası başlamıştı.

2019’da benzin fiyatlarındaki yüzde 200’e varan artışlar halkı sokağa dökmüş, Uluslararası Af Örgütü protestocuların üzerine binaların çatılarından, helikopterlerin üzerinden ateş açıldığını ileri sürmüştü.

2021’de de geniş çaplı elektrik ve su kesintileri nedeniyle bir isyan dalgası söz konusu olmuştu.

İran Uzmanı Arif Keskin “İnsanlarda, kadınlarda birikmiş bir öfke var. Mahsa Amini’nin gözaltındaki videosunu, kılık kıyafetini görenler ‘Ahlak polisi neden bu kızı gözaltına aldı’ diye soruyor. Apolitik, Tahran dışından, ekonomik olarak ezilmiş bir kesimden gelen, kılık kıyafetinde hiçbir sorun olmayan bir kızın bile başına bu geldi diyorlar. Nihayetinde de şunu düşünüyorlar: Bu bizim de başımıza gelebilirdi, bu benim kızımın, ablamın, kardeşimin de başına gelebilirdi. Müthiş bir duygudaşlık yarattı Amini’nin ölümü” diyor.

İranlı kadınların isyanı İran’da, Orta Doğu’da ve tüm İslam ülkelerinde az ya da çok etkisi olacağı açık! Kadınlar İran İslam Cumhuriyeti’nin temellerini tehdit ediyor. Mollaların rejimini sarsıyor! Kadınların öfkesi mollaları korkutuyor!

El mi yaman, bey mi yaman!

Kadınlar mı güçlü, mollalar mı?

Bunu önümüzdeki zamanlarda göreceğiz!

İran’da ya da dünyanın her yanında işler böyle gelmiş, böyle gidemeyecek!

Direnen İran kadınlarına ve İran halkına selam olsun!

Bochum, 7 Ekim 2022, Kemal Yalçın

Teşekkürler: Bu yazımı hazırlarken BBC Türkçe yazarı Selin Girit’in yazısından, İran Uzmanı Arif Keskin’in, İranlı gazeteci ve akademisyen Nefise Motlak’ın değerlendirmelerinden BBC Türkçe, DW Türkçe yayınlarından yararlandım. Fotoğrafları aldım. Kendilerine çok teşekkür ederim. K.Y.