EdebiyatGenç Şairler

Ceyhan Kurt: Çekirdekten yetişen bir türkü sevdalısı

1993 yılında 3. nesil gurbetçi çocuğu olarak Berlin’de dünyaya geldi. Gözünü açtığında gördüğü babası Saffet Kurt’un bağlamasını gözünden hiç kaçırmadı. Emeklemeye başladığında, babası bağlamasını eline alır almaz perdeleri tutar ve kendisi çalmak isterdi. 2 yaşına geldiğinde ilk sazını eline aldı ve o gün bugündür hiç bırakmadı.

8 yaşında Merhum Nuri Karademirli’nin Müzik Okulu’nda ders almaya, önce korolarda ve solo olarak konserlerde sahne almaya başladı. 2006 yılında Arif Sağ üstadın da bulunduğu bir konserde solo türküler söyledi.

Liseyi bitirdikten sonra ailesinin konservatuvara gitme önerisini, “Müzikle para kazanmak istemiyorum,” diyerek kabul etmedi. 2012 yılında çok severek dinlediği Nida Ateş’le tanıştıktan sonra daha güzel bir ahenkle çalıp söylemeye başladı. İstanbul’da başladığı üniversite öğretimini Berlin’de devam ettirmek için geri geldi. Fakat babasının işyerinin başına geçtiği için okul hayatına şimdilik ara verdi. Üniversitede okuyacak kadar İngilizce, anadili gibi Almanca ve çok akıcı Türkçe konuşuyor.

Türkülerin hikâyelerini araştırıp, duygu katabileceği türküleri söylemeye gayret gösteriyor. Türküleri söylerken ağlayacak kadar kendisini kaptırıyor.

15.2.2020 akşamı Tiyatrom Salonu’nda Emanet Çeyiz okuma akşamında “Biz de biner idik Arap atlara” adlı bir bozlak ve arkasından “Çalın davullar çaydan aşağıya” adlı bir Rumeli türküsünü söyledi. Göç ve sürgünü anlatan iki türküyle dinleyenleri çok duygulandırdı.

Ceyhan Kardeşim, sazına, sözüne sağlık! Sazının telleri çiçeklensin! Seni dünyaya getiren, bakıp büyüten Şengül Kurt’a ve baban Saffet Kurt’a çok teşekkür ederim. Seni yetiştiren saz ustalarına saygı ve teşekkürlerimi sunarım. Yolu açık, sesin gür, sazın baharlı olsun! 23.2.2020, Kemal Yalçın. (Foto: Saffet Kurt)